Yunan mitolojisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yunan mitolojisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Deukalion, Yunan mitolojisinde Prometheus'nin oğlu.
Tanrı Zeus, insan soyunu yok etmek amacıyla yeryüzünü sular altında bıraktığında yalnızca Deukalion ile karısı Pyrrha bu cezanın dışında tutulabilecek kadar dürüst kabul edilirler.
Karı - koca, bir gemi yaparak dokuz gün sular üzerinde dolaştıktan sonra, Tesalya'daki bir tepede karaya çıkarlar. Dünyayı yeniden insana kavuşturabilmek için toprağa erkek ve kadına dönüşen taşlar ekerler. Böylelikle ikisi de Yunan ırkının atası olarak kabul edilir. Tufan efsanesinin yanı sıra çağdaş açıklamalar bu taşların varlığını kimi zaman bir volkan püskürmesine, kimi zaman da Tesalya'da dağınık olarak bulunan Yunan çağına ait çok sayıda dikili taşa bağlamaktadır.

Bir Başka Kaynak


Kadını yaratarak insanları felakete ve ıstıraba sürüklenmesi Zeus'un öfkesini yatıştırmamıştı, üstelik Pandora'nın kutuyu açmasıyla tüm kötülükler yeryüzüne yayılmış, insanlar birbirleri ile kavga etmeye, savaşmaya, birbirlerini öldürmeye başlamışlardı bunun üzerine Zeus onlara çok daha büyük bir ceza vermeye karar verdi.Onları tamamiyle yok etmemek müthiş bir tufanın dalgaları arasında onları boğmak istedi.

Fakat Prometheus bu defa da insanların yardımına koştu ve Oğlu Deukalion'a Zeus'un planlarından bahsetti. Deukalion ve Epimetheus ile Pandora'nın kızı olan karısı Pyrrha Thessalia'da yaşıyorlardı. Deukalion Thessalia'nın kralıydı. Olacakları duyunca Babasının tavsiyesi ile üzeri kapalı bir kayık yaptı ve karısı ile onun içine girdi. Yağmurlar yağdı, sular kabardı, ortalık baştan başa deniz kesildi. Onlar dokuz gün dokuz gece boyunca dalagalar üzerinde çalkalanıp durdular. Onuncu gün sular alçalmaya başladı ancak ikisinden başka bütün insanlar boğulmuştu. Bu tufan felaketinden kurtula karı koca Othrys dağına yanaştılar ve karaya ayak bastılar.

Deukalion ve karısı daha sonra adalet tanrıçasının yanına gidip insan soyunun tekrar yaratılması için yardım istediler. Adalet tanrıçası onlara ,Yüce Ana'nın yani Gaia'nın kemiklerini omuzlarının üzerinden atmalarını söyledi. Deukalion ve karısı önce buna çok şaşırdılar. Ardından Deukalion Yüce ana'nın toprak olduğunu hatırladı, buna göre kemikleride kayalar, taşlar olmalıydı. Taşları omzunun üzerinden fırlattığında bu taşlar erkek haline dönüştü, Pyrrha da fırlattı taşları, onun fırlattıkları da kadına dönüştüler. Böylelikle insan soyu yeniden başlatılmış oldu. 

TELAMON OĞLU AIAS(AJAX)



Telamon'un oğlu Salamis'li Aias Troya savaşına yalnız on iki gemi getirdiği halde, Akha'ların Akhilleus'tan sonra en yiğit savaşçısıdır. Görünüşü, boyu bosuyla küçük Aias'ın tam karşıtıdır. Akha'larınn kalesi diye anılan Aias'ı Priamos surların üstünden görünce Helene'ye sorar. Helene ise bu yiğidin "Eşi görülmedik Aias' olduğunu söyler.
Aias kalkanı ile dikkat çeker Akha'lar arasında. Korkunç diye nitelendirilen bu kalkan yedi kat deri ve bir kat tunçtan yapılmıştır. Hector'un kargısı altı kat deriyi geçer ve son kata saplanır kalır, Hektor bir kaya parçası alarak Aias'ın kalkanını tam göbeğinden vurur. Ama Aias daha büyük bir kaya ile onu saf dışı eder. Aias Hektor'u alt etmekle kalmaz pek çok Troya'lı yiğidi de öldürür.



Akhilleus öldükten, Troya savaşı bittikten sonra Thetis'in tanrı Hephaistos'a yaptırdığı silahlar kime kalacak diye bir kavga başlar. Thetis silahların yiğit Aias'a kalmasını ister ama Agamamnon ile Menelaos ne yapıp edip silahları Odysseus'a verirler. Aias çileden çıkar, bir hezeyan halinde Akha ordusu diye bir sığır sürüsüne saldırır. Hepsini öldürdüm diye şenlik yapar. Aias kendine gelip Akha ordusu yerine sığırları öldürdüğünü görünce utanır, düşmanlarına rezil olmayı göze alamaz. Böyle bir acı ile yaşayamayacağını anlar ve kendini kılıcını üzerine atar ve canına kıyar.


Bir başka kaynak;

Aias (Ajax), Sophokles'in tragedyalarında konu olarak işlenmiş bir karakterdir. Salamis Adası'nın kralıdır. Başkaldırabilmiş bir karakterdir. Bu kahraman Truva Savaşı'nda Akhalarla birlikte savaşmıştır.
İlyada'da Aias'ın genellikle kalkanı ve kuvveti üzerinde durulur. Kalkanı 7 kat sığır derisinden işlenmiştir, bu yüzden Truvalılar ona sıkça mızrak ve ok atsa da kalkanı delemez ve bu sebeple Aias ölmez. Bir seferde Truvalılardan birine 3 adamın zor taşayabileceği ağırlıkta bir kaya fırlatır, bu kaya adamın karın boşluğuna gelir ve adam kan kusarak ölür. Aias'ın savaşta ölmez Truva'yı yağma ederler ondan sonra gemilere binip baba topraklarına döneceklerdir. Gemilere binerler ve yolculuk başlar fakat 12 Olymposlu onu ve diğer akhaları rahat bırakmazlar, mesela Odysseus evine 20 sene sonra döner. Aias da çok zorluk geçirir fırtınalardan kayalıklardan kurtulur. Fakat sonra böbürlenir:'Hangi tanrı beni öldürebilir ki' şeklinde konuşur bunun üzerine Poseidon onun üzerine Boreas'ı salar ve bir de dalgalar salar. Gemisi doğruca sarp kayalıkların üstüne gider ve parçalanır. Ne tayfası ne de Aias kurtulamaz.
Ayrıca fransanın Ajaccio kenti ismini büyük yunan lideri Ajax(Aias)'dan almıştır.


HADES

HadesYunan Mitolojisinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Zeus, yeryüzünün hâkimiyetini kardeşleri arasında paylaşırken Zeus'a gökyüzü, Poseidon'a denizler ve Hades'e yeraltı düşer. O artık ölüler ülkesi tanrısıdır; ancak kötü değildir. Yer altının tüm hazineleri Hades'in olduğu için Romalılar onun adını varlıklı yani, Plütonolarak değiştirmiştir. Karısı, Demeter ve Zeus'un kızı Persephone'dir. Hades ve karısı Persephone amansız, insafsız, yürekleri hiçbir yakarış, hiçbir sunu ya da kurbanla yumuşamayan korkunç tanrılar olarak bilinir. Gigantlar arasındaki karşıtıAlcyoneus'dur.
Kelime anlamı olarak "Hades" görünmez manasına gelmektedir. Onu görünmez yapan bir miğferi ve Bident denen iki uçlu bir asası vardır. Bu asanın bir ucu ölümü, bir ucu yaşamı temsil etmektedir. Yeraltı zenginliklerinin sahibidir, yerden çıkan değerli metaller onu bolluk çokluk ve servet tanrısı yapmıştır. Acımasız ve korkunç olsa da sözünden dönmez ve birçok tanrının aksine kaprisli bir tanrı değildir. Mitolojik öykülerde adı çokça yer almamaktadır. Bilinen en önemli öyküsü karısı Persephone'yi kaçırması ile ilgili olandır. Ancak Hades'in en önemli sıfatı, ölümün tanrısıdır. (Ölüm de başlıbaşına bir tanrıdır: Thanatos)
Hades aynı zamanda ölüler ülkesinin de adıdır. Hades ülkesi Asphodel, Tartarusve Elysium olmak üzere üçe ayrılır. Ölen insanlar, fani yaşamlarında iyilerse Elysium'da, ne kötü, ne de iyilerse Asphodel'de yaşamlarını sürdürürler. Zeus ve Olimpos tanrılarının düşmanları, katiller vb. kişiler ise ceza olarak Tartarus'a atılırlar. Ayrıca Hades'in ülkesinde Phlegeton (ateş ırmağı), Lethe (unutuş ırmağı) ve tanrıların adına yemin ettikleri kutsal ırmak Styx bulunur. Zeus gibi Hades de insanlara rüyalar gönderir. Düşler yer altı dünyasından çıkarken iki kapıdan geçerler. Boynuz kapıdan çıkanlar güzel, iyi rüyalar, fildişi kapıdan çıkanlar kötü rüyalardır.
Enteresandır ki, Hades'in yeraltı ülkesine yaşayanlar da ölmeden geçebilmektedir. Hades'e inip de dönen kahramanlar OdysseusOrpheusTheseus ve Herkül, Hades'e inip de canlı dönen kahramanlardır. Ancak diyarın girişini üç kafalı şeytani bir köpek olan Cerberus korur. Herkes o köpeğin dehşetinden korkar ve kimse o kapıyı geçemez. Herkül bir macerasında bu köpekle yüzleşmeye gider.
Hades her ne kadar birçok zenginliğe sahip olsa da ortalıklarda pek gezinmez, övünmez, konuşmaz, diğer tanrılarınOlimpos'ta katıldıkları şölenlere katılmazdı. Çünkü sahibi olduğu yeraltı ülkesi o kadar karanlık bir ülkedir ki, efendisi orayı tercih eder. Bir keresinde Poseidon, Hades'i sinirlendirmek için üç başlı çelimsiz mızrağını yere saplar ve yeryüzü boydan boya yarılarak Hades'in karanlık yeraltı ülkesi meydana çıkar. Hades sinirlenmiştir, daha sonra yetmiş bin kişilik Ölüler Ordusu ile Atlantis Denizini kurutur.
Roma'da gladyatörlerin yıkandığı ve uyuduğu yerlerin başlarına ölümü hatırlatmak için siyah Plüton heykeli konulurdu. Plüton, tanrılar ve ölümlüler arasında en korkulanı ve sevilmeyen tanrıydı. İnsanlar onun dikkatini çekmemek için adını anmaktan kaçınırlardı ve onu yatıştırmak için kara koyunlar kurban ederek koyunların kanlarını derin çukurlara ya da yerdeki yarıklara akıtırlardı ve ona dua ederken de başlarını yere vururlardı.

Persephone'nin Kaçırılışı: Roma mitolojisinde, Proserpinaolarak da bilinir. Tüm dünyaya buğday ekmekle görevli tanrıça Demeter'in Zeus'tan olan kızıdır. Bir gün Persephone arkadaşlarıyla çiçek toplamaya gider. Çiçekleri toplarken arkadaşlarından biraz uzaklaşır. Tam o sırada oldukça güzel, göz kamaştırıcı bir nergis çiçeğiyle karşılaşır. Bu çiçek oraya Zeus tarafından yerleştirilmiştir ve ışıl ışıl parlıyordur. Çiçeğin güzelliğinden, ışıltısından gözleri kamaşan Persephone çiçeği koparmaya gider. Çiçeğe doğru elini uzattığında yer yarılır ve Hades siyah atlı arabasıyla yarıktan çıkarak Persephone’u kaçırır. Demeter ise kızını çok sevmektedir. Günlerden bir gün kızının çığlığını duyar. Onu arar ama bulamaz. Bu yaşadığı acıyla Demeter dokuz gün boyunca dünyayı dolaşır ve kızını arar. Onuncu gün Güneş tanrısı Helios'a rastlar. Helios, ona Zeus'un gizli rızasıyla Hades'in Persephone'u kaçırıp ölüler ülkesinde ebedi karısı yaptığını açıklar. Demeter bu olaya isyan eder ve Olimpos'u terk ederek insanlar arasında yaşamaya başlar. Yaşlı bir kadın kılığında Eleusis'e varır. Bir kuyunun yanında zeytin ağaçlarının altında oturur. Kuyudan su almaya giden kral Keleos'un kızları yaşlı kadını alıp eve götürürler. Böylece Demeter kızların küçük kardeşi Demophon'un dadısı olur. Demeter, küçük çocuğa ölümsüzlük kazandırmak için geceleri çocuğun bedenini ambrosia ile sıvayıp yanmakta olan ateşe tutmaktadır. Bir gece çocuğun annesi olaya tanık olur ve dehşete düşer. Demeter şaşkınlıkla çocuğu elinden ateşe düşürür. Bu olay üzerine Demeter, kral Keleos ve eşinden özür dilemek için, Persephone'un kardeşi olan oğlu Tripolemos'a kanatlı ejderhaların çektiği bir araba verir ve ona buğday serpe serpe tüm dünyayı dolaşmasını emreder. Günler geçer ve Eleusis'te kaldığı süre içinde Demeter toprağı verimli kılmayı reddeder, böylece açlık hüküm sürmeye başlar. İnsanların çektiği acılara üzülen tanrılar Demeter'e yakarırlar, o da kızını görmek şartını öne sürer. Zeus'un yardımıyla kızını yeraltı dünyasından çıkarmak ister. Yeraltı dünyasında bir şeyler yiyenler yeraltı dünyasından ayrılamazlar. Yediği dört tane nar tanesi yüzünden Persophone yılın üç ayını yeraltı dünyasında, dokuz ayını ise dünyada geçirmeye mahkûm edilmiştir. Kızını görmenin coşkusuyla Demeter, toprağı çiçekler ve yapraklarla kaplar. Böylece ilkbahar olur. Kızının yeraltı dünyasında geçirdiği üç ayda ise kış olur. Yunan mitolojisinde baharın başlangıcı olarak Demeter anılır. Ancak Persephone, kibirli olmayışı nedeniyle Hades'e, yavaş yavaş aşık olmaya başlamıştır.


  • Baharla ilişkili bir başka efsanede Adonis üzerinedir. Afroditin sevgilisi Adonis ölür ve yeraltına gider. Orada Adonise aşık olan Persophone, onu Afrodit'e vermek istemez. Zeus da Adonis'i, yılın bir bölümünde Afrodit'in, bir bölümünde Persephone'nin yanında kalacak şekilde uzlaşma sağlar. Adonis, Persephone'nin yanındayken kış başlar.
  • Ozan Orfeus, çok sevdiği ölen eşini kurtarmak için ölüler ülkesine gider. Ozanın, hüzünlü şarkısından etkilenen Persephone, Orfeus'a eşini götürmesi için izin verir. Ama bir şartı vardır tanrıçanın, çıkışa kadar Orfeus önden gidecek, karısı arkasından gelecek ve ozan ikisi de dışarı çıkana kadar, arkasına dönüp bakmayacaktır. Kendisi çıkar çıkmaz hevesle arkasını dönen Orfeus, kuralı bozar ve eşini yeniden kaybeder.
  • Görevleri sırasında Herkül ile de karşılaşan tanrıça ona yardım eder.
  • Hades, Menthe adlı güzeller güzeli bir peri kızı ile gizli bir aşk yaşar. Bir gün Yer altı kraliçesi Persephone bu yasak aşkın farkına varır ve genç periyi acımasızca ayakları altında ezer. Yeraltının tanrısı Hades, bu duruma üzülür sevgilisini hoş kokulu bir naneye çevirir.



POSEIDON


Poseidon (Ποσειδῶν), Yunan mitolojisi'nde denizlerdepremler ve atlar tanrısı. Kronos ile Rheia'nın oğlu. Zeus veHades'in kardeşi. Roma mitolojisi`nde Neptün (Neptunus) olarak bilinir.

Poseidon Ey Yerleri Sarsan veya Kara saçlı Tanrı olarak da çağrılır. En önemli silahı Trident denen üç dişli bir yabadır ve bu yabayı yere vurduğunda depremler meydana gelir. Poseidon hırs ve gücü temsil eder. Poseidon'un hırsı Atlantis'in yok olmasına sebep olmuştur. Bunun nedeni ise dünyanın en mükemmel şehrini inşa etme arzusudur. Karanlığın ve İşkencenin tanrısı olan Gorgos'la ölümüne savaş içindedir. Karanlığın ve işkencenin tanrısı olan Gorgos, Zeus'u kıskanmaktadır. Bu yüzdenOlimpos'ta kargaşa ve kaos yarattığından güçleri bir taşa hapsedilerek ve bir şart koyularak serbest bırakılmıştır. Bu şart ise ne zaman birini öldürmek üzere olsa ona bir dilek hakkı vermektir. Fakat o bu dilekleri çok iyi inceleyerek onu dileyenin aleyhine bir şekilde gerçekleştirmektedir.
Poseidon Dorlar'ın göçlerinden önce Peloponnesos ile Boiotia'da saygı görürdü. Üç dişli yabası ile denizleri allak bullak eder, karaları sarsar, depremler yollardı. Bunun için Poseidon'a Enosikhthon ile Gaeiokhos (yerin altında yürüyen) de denir. Üçlü yabasını vurunca topraktan ve kayalardan su fışkırttığı için, bol su kaynaklarının tanrısı olarak da adlandırılır. Denizin dibindeki görkemli sarayından çıktığında, denizatlarının çektiği altın arabasına binerek denizleri dolaşır, fırtınalar yaratırdı. Denizciler güvenli bir yolculuk için ona yakarırdı. Ayrıca atların da tanrısıydı; En eski efsanelerde sık sık at şeklinde tasvir edilir. Poseidon Şerefine tertiplenen araba yarışları içinde, Korinthos'ta yapılan İsthmia yarışarı en meşhurlarıdır. Atina'da ki Erekhteion'da, Poseidon'la Athena arasında ki yarışın izleri görülür; Poseidon, üç dişli asasını vurunca kaya da koca bir yarık açılmıştır ve bu yarıktan insanların işine yaramayacak olan tuzlu deniz suyu çıkmıştır. Zeus'un kızı olan Athena'ya Atina'daki yarışmada yenilmiştir. Gigantlar arasındaki karşıtı Polibot'tur.












Poseidon ve Truva Savaşı

Tragedya yazarı Euripides, Truva şehri surlarının Poseidon ile Apollon tarafından örüldüğünü, ama Truva kralı Laomedon'un (Priamos'un babası) yapılan işe karşılık tanrılara önceden taahhüt ettiği ödülü vermediği gibi, onları türlü tehditlerle kovduğunu yazar. Truva, Laomedon'un bu dönekliğinin bedelini ağırbir şekilde ödeyecektir. Öfkesinden çılgına dönen Poseidon, Laomedon'un üstüne bir deniz canavarı salar. Fakat bu canavar, Laomedon'un kızını yemek üzereyken yetişen Herakles tarafından son anda öldürülür. Truva Savaşı çıktığındaysa Poseidon bunu Truva'dan öç almak için bir fırsat sayar. Zeus savaşta Truvalıları tuttuğu halde o Yunanlıların yanında yer alır. Bazen Trakya tepelerinde oturup savaşı izler, bazen de dayanamayıp ölümlü bir kahraman kılığında Yunanlıların arasına karışır, onları yüreklendirir. Nihayet Zeus, tanrıları savaşta tuttukları tarafın yanında yer almak konusunda serbest bıraktığında, Poseidon açıkça Grek saflarına katılır. Poseidon, büyük bir yer sarsıntısı eşliğinde muharebe alanına gelir, ama karşısına çıkan Apollon, amcasıyla dövüşmek istemez ve çekilir. Odysseia'da Odysseus'a düşman, onun evine dönmemesi için elinden geleni ardına koymayan bir Poseidon ile karşılaşırız. Bunun nedeni, Odysseus'un, Poseidon'un peri Thoosa'dan olma oğlu tepegöz Polyphemus'un gözünü çıkarmış olmasıdır.

Poseidon'un Athena ile Atina üstüne çekişmesi

Efsanelere göre, deniz tanrısı, başkenti Atina olan Attika bölgesinin koruyuculuğu veya baş tanrılığı konusunda yeğeni Athena ile çekişmiştir. Tanrılar bu anlaşmazlık üzerine düşünüp sonunda şöyle bir karara varıyorlar. Adayların her ikisi de insanlara birer armağan verecekler, bu armağanların hangisi insanlar için daha yararlı ise Attika ve Atina o armağanı verenin olacak. Poseidon, hediye olarak atları meydana getiriyor (başka bir efsaneye göre ise yabasıyla yere vurup akropolün ortasında, suyu tuzlu olduğu için insanların hiçbir işine yaramayan bir deniz kuyusu meydana getiriyor), Athena ise yarışmaya kendi icadı olan zeytin ağacı ile geliyor. Atina kralı, Athena'nın hediyesini daha yararlı bulunca Atina'nın hakimiyeti Athena'ya geçmiş oluyor. Poseidon bu karara öyle içerliyor veya sinirleniyor ki Attika ovasını dev bir selin altında bırakıyor. Poseidon bölgesel paylaşım çekişmelerinden her zaman yenilgiyle çıkmış da değil. Troizinia'yı Athena'yla kardeş kardeş paylaşıyorlar mesela. Yine Korinth Körfezi Poseidon'un olurken şehir merkezi güneş tanrısı Helios'a bırakılıyor.

ZEUS


"Tanrıların ve İnsanların Babası" Yunan mitolojisin'de en güçlü ve önemli tanrıdır. Roma'da Jüpiter olarak da bilinir. Göklerin, şimşeklerin ve gök gürültülerinin tanrısıdır. Çoğu zaman elinde bir şimşek ile resmedilmiştir. Bereket ile özdeşleşmiştir, yağmur ondan beklenir. Titan Kronos'un ve eşi Rhea'nın en küçük çocuğu ve oğludur. Tanrıça Hera'nın kocasıdır. Simgesi şimşeğin yanında boğa, kartal ve meşe ağacıdır. Aynı zamanda tanrıların kralı olduğu için taht ve asa ile de sık sık betimlenir. Zeus'un en eski kült ve bilicilik merkezi Yunanistan'daki Dodona antik şehirdir. Habercileri oğlu Hermes ve Gökkuşağı Tanrıçası İris'tir. Gigantlar arasındaki karşıtı Kral Porphyrion'dur.
En bilinen özelliklerinden biri çapkın oluşudur. İstediği her şeyin şekline girebilen Zeus'un Leda için kuğu, Antiope için satir, Aegina için ateş, Danae için altın yağmuru, Alkmene için kocasının kılığına, Hera için guguk kuşu, Callisto için Bakire Tanrıça Artemis'in kılığına, Mnemosyne için yakışıklı bir çoban, İo için bulut, Persephone için yılan, Europa için boğa oluşu kudretine en iyi örnektir. Ölümlü ölümsüz herkese aşık olabilen tanrıların tanrısı Zeus'un gözdesi kartal kılığına girerek kaçırdığı erkeklerin en güzeli Ganimedes isimli bir çobandır. Çapkınlığı yüzünden eşi Hera tarafından sürekli takip ettirilmektedir. Tanrı Zeus'un tahtı için yaptıkları şeylerin başlıcaları şunlardır: Eşi Metis'i yutması,Prometheus'u zincirlemesi, Thetis'i bir ölümlü ile evlendirmesi.
Babası olan Titan Tanrı Kronos'u diğer Olimpos tanrılarının yardımıyla yer altına hapsetti. Sonra Atlantisliler Tanrı Zeus'un takipçilerini (Yani Yunanları) ellerinde olmadan (Çünkü onlara tuzak kurulmuştu) yok ederek Olimposlu tanrıların gücünü azaltıp Kronos ve yanındaki diğer Titanları serbest bıraktılar. Zeus ayrıca İksion, Salmoneus, Arkadya kralı Lykaon ve ateşi çalan Prometheus'u küstahlıkları nedeniyle cezalandırmıştır. 

Çocukluğu;

Rhea , Zeus'u Girit'teki İda Dağı'ndaki bir mağarada saklar. Bundan sonra Zeus, hikayenin değişen sürümlerine göre sırayla;
  • Rhea tarafından bırakıldıktan sonra Gaia tarafından yetiştirilir.
  • Amalthea adlı bir keçi ile Kourete'ler tarafından yetiştirilir. Ormanların sık dalları arasında büyüyen Zeus'un ağlamalarını babası Kronos duymasın diye Koureteler da onun başında kalkanlarını çarparak gürültüler çıkarırlar.
  • Adamanthea adlı bir nemf tarafından bir ağaca asılarak Yer'e, Göğ'e ve Deniz'e hükmeden Kronos'tan gizlenerek yetiştirilir.
  • Cynosura adlı bir nemf tarafından yetiştirilir. Zeus da buna şükran olarak onu yıldızlar arasına koyar.
  • Sürülerini kurtlardan koruması sözü üzerine Giritli çoban bir ailenin yanında yetiştirilir.


Tanrıların Kralı Oluşu;

Olgunluk çağına gelince Zeus, saklandığı mağaradan çıkar. Ve savaşa hazırlanır. İlk iş olarak yer altı ülkesine gider ve Kronos'un hapsettiği kiklopları ve elli başlı, yüz kollu hekatonkheirleri serbest bırakır. Kikloplar ise buna karşılık yıldırımlarını hediye eder. Savaş, Kiklopların hekatonkheirlerle birlikte devasa büyüklükteki kayaları gökyüzündeki titanlara savurmasıyla başlar. Her bir hekatonkheir, yüz koluyla aynı anda yüz taş atabildiğinden aynı anda çok büyük miktardaki iri kayayı titanlara atarak onları geri püskürtürler. Bu esnada Zeus da şimşekleri ile Titanlara saldırır. Sonra da Metis'in verdiği kusturucu bir içecek ile Kronos'u yuttuğu tanrıları ve taşı çıkarmaya zorlar. Titanomachy (Titan - Tanrı savaşları) adlı savaşta Zeus ve kardeşleri, Hekatonkheirler ile Kikloplarlarla beraber Kronos ile titanlara karşı savaşırlar. Sonra da Kronos ve titanları gökten kovup dünyanın dibine, yerin ve denizin alt tabakasının daha da altına, Tartarus'a atar. Bu savaşta Zeus'a karşı savaşan titanlardan biri olan Atlas, Zeus tarafından gök kubbeyi omuzlarında taşımakla cezalandırılır. Bunların ardından Tanrılar arasında kura çekilir. Ve Hades'e yer altı, Poseidon'a denizler Zeus'a ise gökler düşer. Bu savaştan sonra Hikmet ve Akıl Tanrısı Okeanid Metis, Zeus'tan hamile kalır. Zeus ise Gaia'nın 'Metis'in doğuracağı erkek çocuğun iktidarına el koyacak' şeklindeki kehanetine uyarak Metis hamileyken onu yutar. Ama Athena ölmez daha sonra Zeus'un kafasından doğar. Zeus kızının kendini affetmesi için ona mızrak, miğfer ve kalkan verir. Böylece Zeus, kuşaktan kuşağa geçen iktidar lanetini yok eder ve böylece değişmez bir düzen kurar.
Fakat bu savaşta Tanrıların savaşıp Tartarus'a attıkları Titanlar, gökyüzünü sırtında taşımak zorunda kalan Atlas veKafkas dağlarına zincirlenmiş Prometheus, Gaia'nın çocukları olduğundan Gaia buna öfkelenir. Ve bu yüzden çocuklarıTyphon ile Ehidna, Olimpos tanrılarına saldırır. Tanrılar bu savaşta birçok gigant(dev) ile savaşır. Bunun üzerine Zeus da Typhon ile savaşıp onu yener ve Ehidna ile beraber Etna Dağı'nın en dibine kapatır.



Antik Yunan Mitolojisi


Yunan mitolojisi, eski Yunanların inançlarını, yaşadıkları şiddetli fırtınaları, volkanları, depremleri yansıtan hikayelerdir. Yunan mitolojisi, nesilden nesile ağızdan ağıza yayılan efsanelerdir bu yüzden anlatılanlar çeşitlilik gösterir.
Jacopo Zucchi tarafından Tanrıların Toplantısı
Dünyanın Yaratılışı: Tanrıların Savaşı Yunanlara göre, her şeyden önce derin bir kaos vardı. Var olan sadece geceydi, ötesi boşluk, sessizlik, sonsuzluk ve karanlıktı. Sonra, her nasıl olduysa, aşk ışık ve gündüzle geldi. Onunla beraber, Gaea, yani dünya çıkageldi. Kısa bir süre içerisinde, Gaea, kendi başına Uranüs’ü (cennet) yarattı. Uranüs, Gaea’nın her şeye ortak olan bir arkadaşı oldu ve beraber yeni tanrıları yarattılar. Fakat Uranüs çok kötü bir baba ve kocaydı. Kendi çocuklarından nefret ederdi. Bu durum Gaea’yı çok kızdırıyordu ve bir gün, en genç tanrı olan Cronus babasının tahtını ele geçirdi. Dünya’nın en güçlü tanrısı Cronus’tu. Kendi kız kardeşi Rhea ile evlenen Cronus, babasının tahtını ele geçirdiğini unutamıyor, kendi çocuklarının da onu bir gün alt edebileceğinden korkuyor ve bu durum onu her geçen gün daha hırslı hale getiriyordu. En sonunda çocuklarını diri diri yemeye karar verdi. Rhea, çocuğunu doğurunca onu Cronus’a götürür, onları yemesini izlerdi. Fakat tanrılar ölümsüzdü, sonsuza kadar Cronus’un midesine hapis olmuşlar, orda büyümeye devam ediyorlardı.
Bu durumdan bıkıp usanan Rhea, son doğurduğu çocuğu Zeus’u Cronus’a teslim etmedi, onun yerine kocasına bir taş götürdü. Hiç bakmadan taşı midesine indiren Cronus, bir çocuğunu daha alt ettiğini düşünüyordu. Fakat Zeus bir mağarada diğer canlılar tarafından yetiştiriliyordu.
Yıllar sonra gücünü toplayan Zeus, babasına savaş açtı ve kardeşlerini sürdükleri hapis hayatından kurtardı. Artık Yunan Mitolojisi yeni tanrıları ve tanrıçalara sahipti: Olimposlular.

Olimposlular

Zeus, en güçlü tanrı ve lider olmasına rağmen, kardeşlerine yetkiler vermiştir. Zeus, Poseidon, Hades, Hera ve Demeter Cronus’un öz altı çocuğudur. Diğer olimposlular Zeus’un çocuklarıdır fakat nasıl doğdukları bilinmemektedir. Hades hariç her tanrı, Olimpus adı verilen dağda yaşamaktadır. Cronus’un kızları ve oğulları olan Olimpuslular ve onların çocukları mitolojinin merkezini oluşturmuşlardır ve her birinin kendine özgü önemli özelliği vardır.
1) Zeus
Babasını alt ettikten sonra, Zeus sadece Olimpusluların değil bütün evrenin hakimi olmuştur. Şimşek ve kartal onun simgesidir. Zeus istediği kişinin kılığına bürünebilir bunun sayesinde pek çok savaş kazanmıştır.
2) Poseidon
Zeus’'un erkek kardeşi ve denizlerin tanrısıdır. Poseidon, aynı zamanlarda depremler de yaratabilir. Üç dişli mızrak Poseidon'’un simgesidir. Poseidon’'un denizleri ve atları yarattığı söylenir.
3) Hades
En büyük kardeş olan Hades, Zeus’un oyunları sonucunda yeraltında yaşamaktadır ve oranın tanrısıdır. Antik Yunan yasalarına göre, yaşı büyük olan her konuda bir avantaja sahiptir. Bu duruma göre, tahtın sahibi hadesti. Fakat Zeus’un ısrarları sonucunda, 3 erkek kardeş, Hades, Zeus ve Poseidon, kibrit çöplerini çekmeye karar verdiler. Zeus bir oyun sonucu en kısa çöpü Hades’e çektirip, onu Tartarus (evren)’in derinliklerine yollamıştır. Hades'’in kurallarına göre eğer yalnız bir genç kız, kendi başına kırlarda çiçek toplarsa çok büyük bir felaket meydana gelecek demektir. Bir gün, Persephone adında bir genç kız, kırlarda çiçek toplamaktadır. Karanlıktan uzanan siyah bir el, genç kızı yerin altına çekmiştir. Kötülerin ve Ölümün tanrısı Hades, kraliçesini seçmiş bulunmaktadır. Hadesle Persephone’nin anlaşmasına göre, Persephone yılın altı ayını yerin üstünde, diğer altı ayını ise yerin altında yaşamaktadır. Hades ne kadar zengin olsa da, çok fazla görünen bir tanrı değildir. Üç başlı bir köpek onu korur. Bir gün Poseidon Hades’i utandırmak için mızrağı ile yere vurduğunda, depremler sayesinde yer yarıldığından Hades’in çirkin yeraltı ülkesi görülmüştür. İntikamı seven Hades’in, 70.000 kişilik ölüler ordusu ile Atlantik denizini kuruttuğu söylenir.
4) Hera
Hera, Zeus’un karısıdır ve doğal olarak Tanrıların kraliçesidir. Hera’'nın sembolü tavus kuşudur. Evliliğin ve doğumun tanrıçasıdır.

5) Hestia
Hestia diğer tanrılar ya da tanrıçalar kadar önde olan bir tanrı değildir. Hestia huzurun tanrıçasıdır. Eğer evinizde bir huzur, ailenizde bir mutluluk varsa Hestia sizi kutsamış demektir.
6) Demeter
Hestia gibi, Demeter’'de diğer tanrı ve tanrıçaların gölgesinde kalmıştır. Persephone'nun annesidir Demeter. Demeter, yaşamın en önemli varlığının, tahılın tanrıçasıdır.
7) Athena
Athena, bilgelik tanrıçası olarak bilinir. Athena direkt olarak savaşlarla ilişkilendirilmese de, yine de yunan savaşlarında bulunmuştur. Diğer mitolojik tanrılar gibi, Athena'’nın doğumuyla ilgili ilginç söylentiler vardır. Bunlardan biri, Athena'’nın Zeus’un kafasından doğduğudur.
8) Apollo
Apollo çok popüler bir tanrıdır ve doğruluk ve kehanet tanrısı olarak bilinir. Yunan kralları için, apollo’yu her savaştan sonra ödüllendirmek artık normal hale gelmiştir. Her ne kadar Apollo’nun sembolü yay olsa da, genellikle lir ile resmedilir.
9) Hermes
Hermes, tuhaf görünen bir tanrıdır. Kafasına tas gibi bir kanatlı kask takar. Buna ek olarak, sandaletlerinde de kanatlar vardır ve bir asa taşır. Hermes, Tanrı’nın habercisidir. Kanatlardan anlaşılacağı üzere, Hermes bir yerden bir yere hızla gidebilir.
10) Artemis
Hestia ve Demeter gibi, Artemis de gölgede kalan tanrılardandır. Av tanrıçasıdır ve vahşi doğayı temsil eder.
11) Afrodit
Afrodit, aşkın ve güzelliğin tanrıçasıdır. Uzun sarı saçları ve inanılmaz güzelliği Rönesans döneminde bile kendini göstermiştir. Afrodit’e aşık olan krallar birbirileri ile savaşmışlar ve pek çok krallık yıkılmıştır.
12) Dionysus
Dionysus, şarap ve festival tanrısı olarak bilinir. Hayatın sürmesi için diğer tanrılar kadar çok önem arz etmeyen bir tanrıdır. Günümüzde, Yunanistan’da hala Dionysus adına festivaller düzenlenmektedir.
Mitoloji Kervanı. Blogger tarafından desteklenmektedir.
Google Analytics