Avustralya Yerlileri pek çok klan ve dil grubuna ayrıldıklarından bir bütün olarak Aborjin mitolojisinden söz etmek imkânsızdır. Buna rağmen genel olarak bu mitolojiler arasında benzerlikler bulmak mümkündür.
- Avustralya Aborjin kültürü pek çok bakımdan doğaya dayalıdır. Mitolojik kahramanların çoğu hayvanlardır.
- Ortak mitolojik temalardan biri Düşzamanıdır (Dreamtime)
- Alchera (mit)
- Alcheringa - Aborjinlerin Düşzamanı için kullandıkları terim
- Altjira - Aranda kabilesi Gök tanrısı.
- Anjea - Bolluk tanrıçası
- Bagadjimbiri - iki kardeş ve yaratışı tanrı
- Bahloo - Ay tanrıçası
- Baiame - Kamilaroi kabilesinin atası ve yönetici tanrısı
- Bamapana - Murngin halkının hilekar kahramanı
- Banaitja - Yaratıcı tanrı
- Beralku - Ölüler adası
- Bobbi-Bobbi - Semada yaşayan Gökkuşağı Yılanı'na benzer dev yılan
- Brolga
- Bunbulama - yağmur tanrıçası
- Bunjil - Kulin halkının yüce tanrısı bazen bir kartal olarak tezahür eder.
- Bunyip - a mythical creature said to lurk in billabongs.
- Daramulum - Wiradhuri ve Kamilaroi halkının gök ve hava tanrısı, şamanların yönetici tanrısı ve aysal (lunar) uluhiyet
- Dhakhan - Kabi halkının atası tanrı
- Dilga - bolluk ve yetişme tanrıçası
- Djanggawul - İkisi kız biri erkek olan ve Avustralya kıtasını ve üzerindeki bitki örtüsünü yaratan üç kardeş
- Djunkgao - Okyanus akıntılarıyla ilişkili bir grup kızkardeş
- Rüyazamanı - Aborjin kültürünün merkezi ve birleştirici teması
- Eingana - Tüm suların, hayvanların ve insanların anası yaratıcı tanrıça
- Erathipa - hamile kadına biçim veren bir kaya
- Galeru - Djanggawul'i yutan gökkuşağı yılanı
- Gidja - Ay tanrısı, kadınların yaratıcısı
- Gnowee - Güneş olmadan önce dünyada yaşayan güneşsel tanrıça
- Inapertwa - Numakulla'nın kendileriyle yerküre üzerindeki tüm yaşamı yarattığı küçük yaratıklar
(Aranda)
- I'wai - Koko Y'ao halkının kahramanı.
- Julana - a lecherous god who surprises women by burrowing beneath the sand
- Julunggul - a rainbow serpent and fertility goddess
- Kalseru
- Karora - Yaratıcı tanrı
- Kidili - an ancient moon-man who attempted to rape some of the first women on Earth (Mandjindja)
- Kondole - a mean and rude man who became a whale
- Kunapipi - Ana tanrıça ve pek çok kahramanın yönetici uluhiyeti
- Kutjara
- Makara - the seven sisters who eventually became the Pleiades
- Mamaragan - Sesiyle gökkuşağını oluşturan şimşek tanrısı
- Mamu
- Mangar-kunjer-kunja - insanları yaratan kertenkele tanrı
- Mimi - Arnhem Land halkının peri benzeri varlıkları
- Minawara - Nambutji'nin ataları
- Mokoi - Kara büyüyü kullanan büyücüleri öldüren kötü ruh
- Mura-mura - Rüyazamanını anlatan bir başka kelime
- Nargun - Çocukları kaçıran dişi bir canavar
- Ngariman - Bagadjimbiri'yi öldüren kedi-insan
- Nogomain - ölümlü ebeveynlere çocuk ruhu veren bir tanrı
- Puckowe - Göklerde yaşayan büyükanne ruh
- Pundjel - Dini ayinleri ortaya koyan yaratıcı tanrı
- Gökkuşağı yılanı - Su deliklerinde yaşayan, suyu kontrol eden yaratıcı ruh
- Tjilpa - Kedi halkının atası
- Tjinimin - Avustralya halkının atası
- Ulanji - Binbinga'nın yılan atası.
- Ungud - Bazen erkek bazen dişi olan yılan tanrı
- Wagyl - Su yollarını yaratan yılan benzeri yaratık
- Wahwee
- Walo - günüş tanrıçası
- Waramurungundi - İlk kadın (Gunwinggu)
- Wati-kutjara - kertenkele insanlar
- Wawalag - Djanggawul kızları olan iki kızkardeş
- Wollunqua - yağmur ve bolluk yılan-tanrısı
- Wondjina - bulut ve yağmur ruhları
- Wuluwaid - yağmur tanrısı
- Wuragag - İlk insan (Gunwinggu)
- Wuriupranili - Meşale taşıyan güneş tanrıçası.
- Wurrunna - bir kahraman
- Yara-ma-yha-who -küçük bir vampir benzeri insan, canavar
- Yowie - kertenkele ve karınca karışı bir dev yaratık
- Yhi - Işık ve yaratılış tanrıçası, güneşsel (solar) uluhiyet
- Yurlungur - Bakır yılan
Aborijin Tarihi
Queensland ile Kuzey Toprakları'ndaki Yerliler ise özel kamplarda yaşar ve sıkı bir denetim altında tutulurlar.
Geleneksel Yerli Yaşamı
Avustralya Yerlileri'nin tenleri koyu, saçları siyah ya da kahverengidir. Ama saç rengi ve yüz çizgilerinde bölgeden bölgeye değişen farklılıklar da vardır.Odunları birbirine sürterek yaktıkları ateşin kızgın küllerinde yemeklerini pişirirlerdi. Yiyeceklerini geniş alanlardan toplayan her Yerli grubu ya da kabilesi, kendi bölgesinin sınırları ağaç, kaya, pinar gibi doğal oğelerle belirlerdi.
Gereç ve Silahlar
Haberleşme çubuğu Avustralya Yerlileri' nin çok çarpıcı bir buluşuydu. Üzerine çentikler ve çizgiler oyulmuş olan bu sopayı bir haberci, kabileler arasında iletişim kurmak amacıyla taşırdı. Sopanın üzerindeki işaretler haberin ayrıntılarıyla ilgiliydi ve haberin doğru olarak ulaştığından emin olmaya yarıyordu. Bu çubuklar her zaman ortak bir dile sahip olmayan ya da düşman kabileler arasindaki iletişimi kolaylaştırırdı. (Bazı uzmanlar Avustralya'da, Yerli kabilelerin sayısı kadar, yüzlerce değişik dil olduğunu belirtir. )
Avrupalılar'ın gelmesiyle Yerliler, çeşitli işlenmiş maddeler ve araçlar kullanmaya başladılar. Artık tüfeklerle avlanıyor, takma motorlu tekneler, naylon ağlar kullanarak balık tutuyorlardı. Oysa eskiden ağaçtan oyulmuş ya da agaç, kabuğundan yapılmış kanolar ve sallarda, deniz kabuğundan ya da taştan yaptıkları kancalarla ve tuzaklar kurarak balık avlarlardı.
Aborijinlerde Din
Avustralya kıtasında Avrupalılar gelmeden önce farklı dillere sahip pek çok kabile barındığı için tek bir kültürden ziyade birbirleriyle benzerlikleri de olan farklı kültürlerden bahsedilebilir. Pek çok büyük ve birbirlerinden farklı grupların kendi kültürleri, inanç yapıları ve dilleri bulunmaktadır. Bu kültürler zaman içinde birbirleriyle az veya çok çakışmışlardır.Avustralya yerlilerinin toprağa saygı ve Düşzamanı inancı üzerine kurulu şifahi gelenekleri ve manevi erdemleri bulunmaktaydı. Rüyalar, düşler hem yaradılışın antik zamanı hem de günümüz gerçeğini ifade etmektedir.
Düş zamanı hikayelerinden bir versiyon:
Tüm dünya uykudaydı. Her şey sessiz, hareketsizdi ve hiçbir şey büyümüyordu. Hayvanlar yeraltında uyumaktaydı. Bir gün gökkuşağı yılanı uyandı ve dünyanın yüzeyinde süründü. Her şeyi bir kenara itti ve bu onun tarzıydı. Tüm bir diyarı gezdi ve yorulduğunda kıvrılıp uyumaya başladı. Böylece heryere izini bıraktı. Sonra geri döndü ve kurbağalara seslendi. Onlar da su dolu kocaman mideleriyle ortaya çıktılar. Gökkuşağı yılanı onları gıdıklayıp güldürdü. Sular ağızlarından çıktı ve gökkuşağı yılanının izlerini doldurdu. Göl ve nehirler böyle yaratıldı. Daha sonra çimenler ve ağaçlar büyümeye ve yeryüzünü yaşam doldurmaya başladı.
1996 nüfus sayımında Aborijinlerinin %72 oranında Hristiyanlığın çeşitli formlarını uyguladıkları %16'sının ise herhangi bir dini işaretlemediği bildirilmiştir. 2001 yılı nüfus sayımında Aborjin nüfusunun yüzde 0.03 kadarının Aborijin dini pratiklerini uyguladıkları tespit edilmiştir.
Aborijin Duası
- Her şey yeterli olsun!
- Seni ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni diliyorum.
- Aydınlık bir bakıs açısına sahip olmana yetecek kadar günes diliyorum.
- Güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur diliyorum.
- Ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar mutluluk diliyorum.
- Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek kadar acı diliyorum.
- İsteklerini tatmin etmeye yetecek kadar kazanç diliyorum.
- Sahip olduğun her şeyi takdir etmene yetecek kadar kayıp diliyorum.
- Son "elveda"yı atlatmana yetecek kadar "merhaba" diliyorum.
Kabile İçi Yaşam
Kabile ikiye ayrılır, her yarı kendi içinde tekrar küçük birimlere bölünürdü. Kabile içinde kimin kiminle evlenebileceği kurallara bağlanmıştı. Kabilenin iki alt grubundan birinden olan bir erkek ancak öteki alt gruptan bir kızla evlenebilirdi.
Toplumsal örgütlenmelerinin bir başka görünümü totemleriyle ilgiliydi. Genellikle bir bitki ya da hayvan olan totem grubun simgesiydi ve grupla özel bir ilişkisi olduğu kabul edilirdi. Yerliler'in inanışlarında toprağın özel bir yeri vardı. Toprağın, atalarının dünyada yaşayıp kültürlerini oluşturduğu dönem olan "duş çağı"ndan kendilerine kalan, bir armağan olduğuna inanırlardı. Delikanlılar bazıları acıyla sınanmak olan bir dizi dinsel törenle derin gizlere ortak olurdu. Bu törenlerde yapılan corroboree adlı şekillerle, tüy ya da başka süslerle donatırlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder